Adamın biri havaların iyice soğuduğu son güzde kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerden geçip bir yere gitmek zorunda kalmış. Bir de bakmış yol kenarında kanadı kırık bir kuş, yanında götürse gideceği yere kadar dayanamaz ölür, bıraksa canı etmemiş. Sağa sola bakınmış ve kuşu taze hayvan pisliğinin üzerine bırakmış. Hayvan pisliğinin buharı hem kuşun kırık kanadına iyi gelir, hem de zavallı kuşcağız üşümez diye düşünmüş. Birazcık içi rahat yoluna devam etmiş. Tesadüf bu ya oradan başka bir adam daha geçmiş önceki adamın arkasından, belki yine bir tesadüf hayvan pisliğine bırakılmış kuş dikkatini çekmiş sonradan geçen adamın da. Demiş yazık böyle güzel bir kuş hayvan pisliğinde bırakılır mı? Kaldırıp bir ağacın dalına yerleştirmiş. Tabi dalların arasında şiddetli soğuğa ve sert esen rüzgârlara dayanmamış zavallı kuş.
Neyin daha boktan olduğunu bazen bilemez insan. Bu anlattığım hikayenin de aşağıda anlatacağım meseleyle ilgisi var mı yok mu okurlar karar versin.
Ahmet Yılmaz Didim Belediyesi Meclis üyesidir. Cemevi kontejanından son sıralarda ancak seçilebildi oraya. Ben şahsen onun CHP'yi de Cemevi'ni de temsil edemeyeceğini düşünüyordum. Hatta olgunlaşmadan, belli bir deney sahibi olmadan, paranın ucunu görürse, bir şey olmanın da şaşkınlığıyla savrulacağından şüphem bile yoktu. Onun CHP'den meclise aday gösterilmesinin, Cemevi Yönetim Kurulu Eski Başkanının ince hesapları, CHP ile çirkin bir pazarlık sonucu gerçekleştiğini ta o zamandan anladım ne yazık ki. İçimden yaktınız çocuğu dedim. Belki ilerde adam olabilirdi. Ne de olsa bu ülkenin iyi okullarında tahsil görmüş birisi dedim. Güzel bir mesleği var dedim. Ama nafile!
Meclis üyeliği Ahmet Yılmaz'ın işine yaramışsa, çevresinde birkaç yakınına yaramışsa bilmem. Bildiğim şu: Ne CHP'ye bir katkısı olmuştur Ahmet Yılmaz'ın, ne de Cemevine...Hoş pek çok meclis üyesinin durumu da aynı konumda ama sabrederseniz burdan bir yere geleceğim. Bizim bu çocuk yine de diğer meclis üyelerinin yanında kahraman sayılır. Her ne kadar belediyedeki FETÖ yapılanmasına ses çıkarmamış, karanlık işlere karıştığı yönünde hakkında pek çok söylenti bulunan eski ülkücülerden Belediyenin Kültür Müdürlüğüne getirilen Ahmet Büyükarslan'la ilişkilerini abi kardeş ilişkisi şeklinde sürdürmüşse de, CHP'yi Didim belediye başkanının emir eri konumundaki (Şaban abi) CHP İlçe Başkanına ne yaparsan arkandayım abi demişse de, belediyenin gelir getiren işletmelerinin nasıl ve kimler aracılığıyla çarçur edildiği kendisine anlatıldığında "haberim yok" demişse de, oraları kendisine bağlanması baskısını yapmış,imarı iskanı kendisine bağlamaya çalışmış .....nispeten de bu pazarlıkta karlı çıkmıştır.
Aykaçın orda yövmiye karşılığı çalışırken birden zenginleşmiştir...
Didm'in geleceğine, turizmine, kültürüne sanatına zırık bir katkı verme fikri aklına gelmemişse de, gelse bile, Didim'in canına okuyanlarla papaz olmaktan kırmızı görmüş boğa gibi kaçınmışsa da yine de bir şeyi başarmıştır.
Belediye başkanı her işini kendi bildiği şekilde yaptığı gibi imar müdürünü de istifa ettirip yine yerine kendi bildiği gibi ve tabi hedefleri doğrultusunda yine birini atamış. Bu olayla ilgili Ahmet Yılmaz belediye başkanına kafa tutar gibi yapmış. İster gösteriş olsun, ister samimiyetten olsun önemli bir şeydir bu."Keşke bu konuda bizim fikrimizi de alsaydınız başkanım" demek oradakilerden kimin harcı? Tabi celallenmiş belediye başkanı, sana mı soracağım yollu bir takım sözler söylemiş Ahmet Yılmaz'a...
Ahmet Yılmaz daha sonra başkandan özür üstüne özür dilemiş ama olsun. Dilim kopsaydı başkanım demiş olsa da başkana böyle bir şey söylenmiş. Bu bir gelişmedir. Analar neler doğurur diyemesek de acık içimize su serpmiştir Ahmet Yılmaz'ın bunu demiş olması bile beni şaşırtmış, ne de olsa utandırmıştır. Belediye başkanına bir daha bir şey derse ve duyarsanız ne olur benim de haberim olsun.
Salih DEMİR