İnsanız, canlıyız, tüketmek yaratılış özelliğimiz, farkında olmamız, farkına varmamız gereken ise tüketirken kendimiz de tükeniyoruz. Bu devasa özellik sadece insana has bir yapı değil tüm canlılara ait. Bilimsel bir dayanağım yok, bağlantı kurabileceğim bir tez de yok, üzerinde yaşamımızı sürdürdüğümüz dünya da üzerinde ve içinde ki tüm canlıları tüketiyor. Canlılar dünya üzerinde ki yaşam sürelerini bitirip dünya ile bütünleşiyor. Dünya için bu tüketimi devam ettirirken kendi varlığını, yaşamını da tüketiyor mu? Bilimsel ve felsefi derinlik, bilgi gerektiren bir soru, cevabı bende olmadığı gibi insanlık da bu cevaba vakıf değil. İnsan aklı fevkaladenin fevkinde bir kazanımımız olsa da sınırlı ve cüzi yeterlilikte. Hiç birimiz için sahip olup hayatımızı kolaylaştıran keşif ve buluşları tüm içeriği ile anlayıp algılamamızın imkân dışı olduğunu yazabilirim. İnsan ne kadar zeki olursa olsun, çok özel şartlara ve sürece dâhil olursa olsun, bayrak yarışı gibi, elden ele aktarım, bütünleşme, etkileşim, tamamlama, tamamlanacaklara dair ışık sunma, yol açma, tetikleme yapma gibi devam eder.
Tükettiklerimiz gerçekte yok olmuyor, şekil değiştiriyor, yapısı değişiyor, içeriği değişiyor, bir başka yapılanmanın yapı taşı oluyor. Dünya için de aynı mantığı kullanmamız mümkün, tüketiyor, tükeniyor, tükenirken yok olmuyor, tükettikleri ile halen hazırda vakıf olduğumuz canlı türleri, varyant ve versiyonları değişime giriyor. Dünya tükettikleri ile on asır sonra varsayımı ile daha zeki daha yetenekli insan ya da farklı canlılara ev sahipliği yapacaktır, sadece varsayım, belki’ler silsilesinden bir adım.
İnsanız, aklımız var, ne muazzam, iyi de aklımızın yeterliliği kapasitesi nedir, bilmiyoruz, bildiğimiz bir başka insan aklı ile kıyaslamak. Süreç devam ederken aklımız da değişime tabii, kaç asır sonra nasıl bir seviye edinir, yeterliliği hangi seviyeye ulaşır, kaos dememiz hata ama bilinmezlerimiz arasında.
Tohum, toprak, su, hava, kendi döngüleriyle neler var oluyor neler yok olup bu döngüdeki yerini alıyor. Hiç aklımıza gelmeyen, bu döngü devam ederken kaç döngüden sonra değişim olabilir, değişim olur mu sorusudur. Etkileşim ve değişim, büyükten küçüğe, küçükten büyüğe, nerede, hangi zaman diliminde başladı, bitiş var mı? Bu soruların cevabı bende yok, sizin de net ve dayanağı olan cevaplar vermeniz olası değil. Düşünmek, döngüyü bilip sahiplenmek, döngünün iyi ve güzel diye tarif ettiğimiz halde devamına destek vermek, yönlendirmek, doğrusu budur, ya da benim yorumlama halim. İnsanın ben her şeyim, ben mucizeyim, ben hiçbir şeyim, ben bir hiçim demesi ve bu bağlamda bütünsel düşünmesi ile mümkün.