“Süleyman Soylu”, Türkiye Cumhuriyeti içişleri bakanı, dolayısıyla emniyet kurumlarımızın, birimlerimizin bağlı olduğu üst mevkiidir. İçişleri bakanımız Sayın Süleyman Soylu İstanbul Beyoğlu İstiklal caddesinde ki son terör eylemi sonrası emniyet güçlerimizle ve yirmidört saat dolmadan binden fazla kamerayı izleyip onlarca adrese eş zamanlı baskınlar yaparak bombayı koyan, yerleştiren teröristi yakalayıp, yardım ve destek veren onlarca kişinin gözaltına alınması sağlanmıştır. Ben Sayın Süleyman Soylu’ yu sevmiyorum, sevmemeye de devam edeceğim. Benim bu tavrım kısa sürede faalin yakalanmasında da destekçilerin gözaltına alınmasında da emekleri olan, en aşağıdan en yukarıya, İçişleri bakanı, bakanlık çalışanları, İstanbul emniyet müdürlüğü, TEM ve İstihbarat şube çalışanları, İstanbul emniyeti dâhilinde olan her amir, müdür, polisimize, bekçimize, İstanbul emniyetinin görevini ivedi ve doğru yapması için destek veren, bilgi veren İstanbul halkına Teşekkür etmek de minnettar kalmak da görevimdir, kendime görev bilir, takdir ederim, müteşekkir kalırım.
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk” hayatımda ki doğru ve yanlışların tespitinde de kişiliğimin oluşmasında ki ilkeli kuralların oluşmasında da feyz aldığım ışık kaynağım olmuştur. Bakınız çok kısa eşleştirme yapabileceğimiz sözleri;
"Çalışmaktan; gayret sarfından, bir cezadan, bir sıkıntıdan, bir fenalıktan kaçar gibi kaçınmak, çok kötü ve tedbirsizce bir harekettir."
"Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Hayatta tam zevk ve saadet ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, saadeti için çalışmakta bulunabilir."
"Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır."
"Yalnız tek bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak. Servet ve onun tabii neticesi olan refah ve saadet yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır."
Evet, topluluk halinde yaşama şeklini seçmiş ve benimsemişsek toplu yaşamanın kuralları vardır. Etik yaşamanın kuralları ile toplu yaşamın kuralları çokça süzgeçlerden geçirilerek toplumsal ve yazılı olmayan ahlaki hal ve hareketleri belirleyicidir. Halkımızın tüm emniyet ve huzurunun sağlanması ve sürekliliği için ise anayasa, kanun ve yönetmenliklerimiz mevcuttur. İnsanımızın görev yapan, işini iyi yapan devlet kademesinde ki her çalışanımızı futbol takımı yermesi ya da destekler gibi hareket etmesi bir zayıflık göstergesidir. Doğru olan dinini mezhebini yöresini ailesini göz ardı ederek yaptığı işteki doğruluk, ivedilik ve başarıdır.
“Marifet iltifata tabidir” sözü de önemli ve isabetlidir. İşini iyi, doğru, ivedi, yüksek performansla, randımanlı, verimli yapan her fert iltifata, övgüye değerdir. İş ve işler doğru yapılırsa, ivedilikle yapılırsa, adaletli yapılırsa, kayırma ve torpil kisvelerinden uzak durulup her yurttaşın özgür ve mutluluğu için barış ve saadeti için gayret verme hali kesintisiz devam ederse o ülkenin her ferdi kendisini şanslı ve özel hisseder. Teori de ki durum ve anlatım kafaları karıştırmamalı, bu ideal düzenin sekteye uğramadan devamı hepimizin ortak görevi ve sorumluluğudur.
Mir Murat Demir