Mesele şu: Hilmi Erbaş sağda solda CHP’den Didim Belediye Başkanlığına aday olduğunu söylüyormuş. Bilenler, duyanlar çok.
Hilmi Ebaş’ın kim olduğunu herkes biliyor. Sağcı,dinci, muhafazakar biri. Didim’de birden bire arsa arazi zengini olmuş, Didim Ticaret Odası’na da başkan olmayı başarmış.
İnsanın parası olsun yeter ki hangi ayıbını kapatmaz ki?
Burda konu Hilmi Erbaş değil aslında. Konu Didim CHP İlçe Başkanı Ahmet Yılmaz’ın böyle bir görevi hem hak etmediği, hem de böyle bir görevin altından kalkamayacağı.
Tuhaf olan şu: Kimsenin kalkıp Ahmet Yılmaz’a, “Kardeşim sen bostan korkuluğu musun? Niye ağzını açıp Hilmi Erbaş’ın CHP’den Didim belediye başkanlığına aday olması konusunda tek kelime etmiyorsun,” dememesi / diyememesi…
Ben bu söylentilerin çıkmasından çok önce Ahmet Yılmaz’ın Didim’in rant merkezlerini ele geçirmek için İlçe başkanı olduğunu, kendisiyle uyumlu bir belediye başkanı da seçtirirse bu hedefine ulaşacağını hesapladığını yazmıştım zaten.
Ama kızgınlığım ve kırgınlığım Didmlilere…Sizlerden birisi de bir şey söylesin yahu! Didim’de çete yönetimlerine geçit vermemek için biri ağzını açsın lütfen!
Ben Didim’in akıllısı da delisi de olmaktan bıktım.
Hakkımda ne düşünürseniz düşünün umrumda değil. Aziz Nesin’in hikayelerinden birini aklımda kalan kadarıyla anlatmak ve konudaki bıkkınlığımı açığa vurmak istiyorum.
Bir komutan, başka bir komutanın ziyaretine gider. Hoş beşten sonra ev sahibi komutan misafirine hava atmak ister:
“Benim askerlerim bana it gibi bağlıdırlar. Bir dediğimi iki etmez, taş atsam hepsi birden peşine düşerler,” diyor.
“Ya” diyor misafir durumundaki komutan. Olacakları bekliyor.
Ev sahibi komutan oradan geçmekte olan askerlerden birini çağırıyor havalı havalı.
Er gelip komutanına bir selam çakıyor. Komutanın keyfi yerine:
Ev sahibi komutanın hünerini gösterme sırası:
“Memet, doğudan bir düşman askeri geliyor, ne yaparsın?” Asker tereddütsüz “Tüfeğimi Doğuya çeviririm komutanım.” Peki Memet ya düşman askeri batından geliyorsa? “ Tüfegimi batıya çeviririm komutanım.” Güneyden geliyorsa, kuzeyden geliyorsa şeklindeki soruların ardından benzer cevaplar veren ere bu kez komutan: “Peki Memet, düşman havadan geliyorsa ne yaparsın? Er doğrulur, gevşer ve der ki “Allahtan kork komutan, benden başka askerin yok mu?”
Sahi Didim’de kirli işlere karşı çıkacak başka biri daha yok mu?
Ahmet Yılmaz’a tatlılıkla “Sen ne yapmaya çalışıyorsun?” diyecek biri…
Bir deli, bir akıllı!
Vicdanlarınıza sorun lütfen.