
DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası üyeleri Didim Belediyesindeki sendika temsilcileriyle biraraya geldi. Gerçekleştirilen toplantıya DİSK Genel İş Genel Sekreteri Çetin Çalışkan, DİSK Genel iş Örgütlenme Daire Başkanı Ali Haydar Kara, DİSK Genel İş Toplu Sözleşme Daire Başkanı Faruk Saral ile Didim Belediyesi sendika temsilcileri Aslı Oflaz Kaya ve Fatih Hasdemir ile sendikanın işyeri temsilcileri katıldı.
DİSK Genel İş genel merkez yöneticileri, Didim Belediyesinde çalışan sendika temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıda DİSK’e bağlı üyelerin Belediye İş Sendikasına üye yapılması konusunda atılan adımlar ele alındı.
Yıllarca örgütlüyüz. Didim Belediyesi'ndeki çalışan yoldaşlarımızla ilgili yapmamız gereken her şeyi yaptık, mücadelemizi verdik. Yaşam şartlarını kolaylaştırmak, sosyal haklarını iyileştirmek için elimizden geldiğince mücadele ettik.
Aydın geleneğinden uzak tutmaya çalıştık. Aydın'ı biliyorsunuz. Aydın biraz farklı bir geleneği var. Burayı her zaman Aydın'ın üstünde götürdük. Ve bunu tabii mücadeleyle yaptık. Arkadaşlar hepsinin katkısıyla birlikte yaptık.
DİSK, Birçok konuda ilk eylemleri yapar ve belediye işçisinin sonuç itibariyle sürekli yanında olan farklı bir anlayış geliştiren sendika. TÜRK-İŞ on iki Eylül'de birçok kurum tarafından örgütlenip güçlendirilmeye çalışılırken DİSK kapatıldı. DİSK'in mal varlıklarına el konuldu. Büyük sıkıntılar yaşandı. Genel başkanları, genel yöneticileri idamla yargılandı. Dolayısıyla bugün de oradan farklı değiliz. Sınıf sendikası ismini yaşatmak için de elimizden geleni yapıyoruz. Yani sınıfın sorunları hepsi bizim sorunumuz.
AHLAKİ BOYUTLARI AŞAN BİR ÇALIŞMA
Bugün tabii Didim'deyiz birkaç gün önce bir haber sitesinde bir haber çıktı. Şurayı da anlatmak isterim. Didim Belediyesi'nde biz çoktan bunları engellerdik. Yani gerekse güç de koyardık, gerekse farklı şeyler de yapardık. Ama biz elimizden geldiğince özellikle Didim halkının, Didim'de yaşayanların rahatsız olmaması adına bu gürültülerin büyümemesi adına elimizden geldiğince sakin dışarıdan izleyerek devam ettik. Çok net ve altını çizerek söylüyorum. Ahlaki boyutları aşan bir çalışma şekline dönüştürdüler. Ve en son çıkan haber de çok çirkin bir haberdi. Yalan haberdi yani. Ben zaten o gazeteye baktıysanız altına yazıları da yazdık. Teksip de ettik. Kendilerine de belge ve bilgiyle lütfen yapın bunu dedim. Taraflara sormadan yazmayın dedim. Bu ahlaki olmayan anlayışa ortak oluyorsunuz. İmajını veriyorsunuz. Lütfen düzeltin bunu dedim bu resmi belediye bile paylaşmadı. Siz paylaşıyorsunuz. Dolayısıyla belediyenin bürokratlarını da zora sokuyorsunuz. Aslında hukuken suç….
İŞÇİLER TEHDİT EDİLİYOR
Didim Belediyesi'nde yıllardır örgütlüyüz ve hala örgütlüyüz. Örgütlülüğümüz de 2025 yılına kadar devam ediyor. Yani yerel yönetim seçimlerinin sonrasında da burada örgütlüyüz. Devam ediyor. O haber de işte örgütlenilmiş, bitmiş her şey gibi bir hava verilmeye çalışıldı. Bu doğru değil burada şunu da çok açmadan belirtmek isterim. Bu işler sınıfsal tercihlerle yapılmıyor. İşçiler tehdit ediliyor ve burada maalesef ilin belediye başkanı da bu işin içine giriyor. Yani ilin belediye başkanı da bu işin içinde. Net söylüyorum net söylemek isterim bunu. Biz mevcut Didim Belediye Başkanı'nda yıllardır birlikte çalışıyoruz. Özel hiçbir hukukumuz yok. Yani özel dediğim bugün yaşanan süreçteki süreci hiç yaşamadık. Ben kendisiyle görüştüğümde bundan yaklaşık sanırım bir ay önce. Ben görüştüm fakat Ali Haydar Başkanım da daha sonra görüştü. Ben geldiğimde bu işlerin böyle olmaması gerektiğini yani yakışanın bu olmadığını hukuki de olmadığını ve doğru da olmadığını ilettim.
Biz bugün temsilci ve işçi arkadaşlarla bir toplantı yapacağız dar bir toplantı. Bu toplantıdan bir takım sonuçlar çıkacak. En azından önceden bir konuşuruz neler olacak? Nasıl yapacağız? Bunları bir tartışalım dedik. Ya şimdi tabii baktığınızda toplu sözleşmeler açısından ilin en iyi toplu sözleşmeleri Didim'de. Yine sosyal haklar açısından ilin en iyi sosyal hakları Didim'de çalışma hayatına sendika direk müdahil olmaz. Biz de sandık demokrasi sonuna kadar işler. Yani biz gelip ya seni atadık, seni aldık, sen git oraya sen gel buraya demeyiz tabii burada sorunlar, sıkıntılar oldu.
Didim'i biz Aydın'dan ayırdık. Aydın şubemiz ayrı Didim'i şu an temsilcilik haline dönüştürdük. Yakında şimdilik Ali Erdal başkanım, örgütleme daire başkanımız bu süreci yönetiyor. Günü geldiğinde sandık koyacağız. Buradan kadrolulardan ve şirket işlerinden seçilen arkadaşlar Bu temsilciliğin yürütmesini alacaklar. İleriye doğru da temsilciliği genişleterek farklı bir hale çevireceğiz. Didim'de son durumumuz bu
ÇALIŞANLARIN E DEVLET ŞİFRELERİ TELEFONLARI GASP EDİLİYOR
Ali Haydar Kara “Bizim burada üyelerimiz, bizim eksik bıraktığımız yanlış bir tavrımızdan dolayı insanlar bizden istifa etmiyor. Ben burada kendim toplantılar yaptım. Burada insanların hukuk hiçe sayılarak ellerinden e devlet şifre şifreleri, telefonları gasp edilerek insanların sendikal tercihlerini zorla değiştiriyor. Yani mesela gidin park bahçelerde, fen işleri, temizlik işlerinde ve bazı idareci arkadaşların, yöneticilerin, müdürlerin işte o sendikayla yöneticileriyle akrabalık ilişkileri üzerinden insanlar zorla bizim sendikamızdan bağları koparılıyor. Şimdi bu yapılırken hani ortada hem belediye sendikasının yetkilileri hem buradaki akraba uzantıları ve bu ilişkileri dışında da yani mesela biz burada uzun zamandır düzenli bir ücret almıyoruz. Yani her ay 30 günlük emeğinin karşılığını, ücretini de alamıyoruz. Ama hani bunu bazen hani ülkedeki bu dalgalanma, kriz, ekonomik sorunlar da olarak değerlendirilip bize anlatılırken bir yandan şimdi düşünün bu sendikayla bu işverenin böyle bir hukuku var. Ama alanda da bunlar bu işlerini yapmıyorlar deyip farklı bir karalamayla, yöntemle hani bazen iddia edip istifa ettikleri arkadaşlar ama genelin dışında baskı, tehdit, küfür, belirli süreli çalışan arkadaşlarımız var. Bu da yüzün üzerinde sürülmüş çalışan arkadaşlarımız var. 5 ay 29 günlük geçici işçiler var. Bu işçilere de umut vaat edilerek sizi kadroya alacağız. Zaten belediye yönetimi de bu sendikayı istiyor deyip yaklaşık yüz kişiyi böyle geçiyor. Bunun dışında temizlikte, parkta ve fen işlerinde yanlış biliyorsan en az üç yüzün, dört yüzün üzerinde insan var. Ha bunların hepsi de geçmiş değil. Bilginiz olsun. Ya bir bölümü geçmiş. Ama bunların hepsi anayasamızın 52. maddesi var. Biz sendikacıyız. Benim görevim örgütlenme daire başkanıyım. Hani bir insanların sendikal bir örgütlenme sürecine katkı sunmak için varım. Ben gidip kimsenin zorla elinden telefonu alıp üye yapamam. Niye? Bu bir suç. Cebir… Ben kişinin kendisine ait olan bir şeyi zorla alıp oradan bir üyelik yapamam. Ama insanlar eğer bunu vermezsen bu sendikaya geçmez isen buradan fotoğraf atmaz iseniz yeriniz değişir. E siz bilirsiniz. 21. Yüz yılda insanları korkuyla, tehditle bunu yapıyorsun. Ya şuna varız.
Hem insanlara maaşını vermeyeceksin, hem kendine yakın yandaş bir sendika yaratacaksın.
E bunu sen tabii ki bu verdiği o erkle bunu kullanacaksın. E sen bu kenti baştan aşağı temizleyen, yenileyen, yapan insanlara reva göreceksin ve burada yirmi yıllık bizim bir geçmişimiz var ya. Hani ama sadece şey ne? Bir fotoğraf bir algı yaratılmaya çalışılıyor bu kentte. Bu sendikanın Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde 1000 tane işçisi istifa etmiş. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı'nın çok da net söylüyorum. Özlem Hanım'ın yani bizim bu Aydın önündeki örgütlenme çalışmamız hep bir sekteye uğratılıyor. Neden uğratılıyor?
DİSK geldiği zaman e burada eylem yapar, direniş yapar, grev yapar, ücretlerini arttırır. Şimdi siz burada her şeyinizi dört dörtlük yaptınız. Hani emeğe saygı duydunuz. Onların verdiği katkı değeri saygı duyarsanız e bizim sizin kapınızda eylem yapmak gibi derdimiz olamaz ki. Olabilir mi? Size soruyorum. Aydın'da Efeler Belediyesi'nde çalışan iki bin kişi bizim sendikamıza geçti. İççiler geçti, Şirket kadrolu geçti. Aydın Büyükşehir Belediyesi'de geçmek istiyor. Ama Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı buna müsaade etmiyor.
Niyet mi He?
AKRABA İLİŞKİLERİ DEVREDE
CHP'nin bu kendi içindeki iş çekişmesi yarın öbür gün yapılacak genel kurul ve ondan sonra verilecek belediye başkanlığı sürecine ta Büyükşehir Belediyesi'ndeki bir belediye başkanı buraya o sendikayla, akraba ilişkilerinin neyse o nasıl bir ilişkileri varsa onu kullanarak hani buradaki bu durumu kendilerine yakın bir değişikliği yapmaya çalışıyor. Bu sendika hangi sendika? Belediye sendikası işe bağlı. Ya gerçi aile şirketi gibi bir sendika dedi. Sendika dediğin şey bir sınıftan yana tavrı olur ya. Hani bir düşüncesi olur. Bunların kendi sınıfıyla hani temsil ettiği sınıfla bir alakası yok Gözünü seveyim. Işin içinde para var. Abuk sabuk şeyler var. Utanıyorum ya. Yani işçiye sorumluluğunu yerine getirmiyor. Işveren Sendikaya karşıda sorumlulukları yerine getiriliyor. İç çekişmelerle buradaki insanları bildiğiniz kurban ediyorlar. Yani bizim meselemiz bu. Özellikle geçen haftalarda da bir fotoğraf işte. Geliyorlar ziyaret ediyorlarHer belediye diyelim ki bize üye olmayan bir belediye başkanıyla fotoğraf çekilip Buradan işte falanca DİSK denemez ki ya. Bizim burada şimdi bir yetki sürecimiz var. Önümüzdeki yılın sonuna kadar yetkili biziz.
BİZ SENDİKA OLARAK DİDİM BELEDİYESİNDEN HİÇ AİDAT ALMADIK
Bir kuruşa aidat almadık. Yani biz sendika olarak kendi kendi ekonomik tarafımızı hallettik de bu tarafı halletmedik değil. Arkadaşlarımızın hepsi bilir. Bizim burada yükllüce bir aidat alacağımız da var. Neden almadık? diye soru gelebilir. Arkadaşlarımıza lütfen ödeyin dedik ücretini, ikramiyesini, maaşını gününde ödeyin. Bunu defalarca görüştük. Geldiğimizde toplu sözleşmeler, mesela çeşitli etkinlikler yapmak istedik. Arkadaşlar dedi ki, başkanım yatacak. Şu gün yatacak, bekleyin. Bu şekilde oldu. Aslında biz müdahale ettik.
MAAŞLARI GÜNÜNDE ÖDE
Fakat şimdi farklı bir gelenek geliştirildi. Aydın geleneği. Yani tehdit, baskı farklı şeyler. Maaşlar konusuna gelince de haklısınız. Biz Dava süreçleri başlatalım, eylemler yapalım. Her şeyi söyledik ama arkadaşlarımız biraz daha bekleyin dedi. Aslında bu da bir toleranstır. Belediye açısından. Tekrar bir kez daha altını çiziyorum. Arkadaşlar maaşlarını eksik alırken ya da ikramiyelerini eksik alırken GENEL-İŞ olarak biz buradan bir kuruş para almadık. Bir kuruş aidat almadık. Biz Işçi maaş alamazken ya da işçinin maaşı eksik yatarken, ikramiyesi eksik yatarken biz icra vesairle uğraşamazdık. Yani işçi derdi ki o zaman ya arkadaş siz böyle diyorsunuz ama biz maaşımız eksik yatarken siz aidatın peşine düştünüz Biz bu nedenle buna da yapmadık ve belediye başkanına her seferinde şunu söyledik. Lütfen bizim aidatı değil önce şu maaşları gününde öde.