“Vatandaşın ifade özgürlüğünü sınırlıyor, otosansürü ortaya koyuyor”CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman
Bülbül, Milli Savunma Komisyonu’nda görüşülmekte olan Siber Güvenlik Kanunu
Teklifi’ne ilişkin Anayasa’ya aykırılık konuşması yaptı. CHP’li Bülbül, kanun teklifinin
8. maddesinin 5. fıkrası ve 16. maddesinin 5. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğunu
söyledi. 16. madde ile ifade özgürlüğünün sınırlandığını kaydeden CHP’li Bülbül,
“Vatandaşın ifade özgürlüğünü sınırlıyor, otosansürü ortaya koyuyor” diye konuştu.
“Hakim kararıyla yapılacak bir yetkiyi bir kurumun başkanına vermek yargı yetkisini
ihlal ediyor” CHP’li Bülbül, hukuk devleti açısından hukuki belirlik ve ölçülülüğün önemli olduğunu belirterek, kanun teklifinin 8. maddesinin 5. fıkrası ve 16. maddesinin 5. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi. CHP’li Bülbül, maddelerin yeniden düzenlenmesi ya da geri çekilmesi gerektiğini belirterek şu konuşmayı yaptı:
“Hukuk devleti açısından önemli olan husus, hukuki belirlilik ve ölçülülüktür. Bu
Anayasamızın 2, 6, 7, 11, 26, 27nci maddeleri çerçevesinde basın özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunması, belirlilik, hukuk devleti açısından önemli bir noktadır. Gelen kanun teklifini bu çerçevede Anayasaya uygunluğunun oluşması gerekiyor. Bu kanun teklifinininci maddesi 5inci fıkrasının Anayasaya uygunluk konusunda sorunlu olduğu düşüncesindeyiz. Hakim kararı olmaksızın yapılan arama ve gerçekleştirilen kopya çıkarma ve el koyma işlemleri ise yirmi dört saat içerisinde görevli hakimin onayına sunuluyor. Hâkim kararını kırk sekiz saat içinde vermek durumunda, vermediği takdirde çözümü yapılan metinler derhal imha ediliyor ve el koyma kendiliğinden kalkıyor. Şimdi, başkan kim? Bu başkan bir memur, atanan bir kişi. Atanan bir kişiye hâkim kararı dışında konutta verdiği yazılı emirle, iş yerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama yetkisi vermek, kopya çıkarma yetkisi vermek, bir de el koyma yetkisi vermek açıkça hâkim kararı olmadan
yargı yetkisine müdahale anlamına geliyor. Hakimin onayına sunulacak hükmü, durumun
hukuksuz oluşunu ortadan kaldırmıyor yani hukuksuz bir durumu da hukuki bir hâle
getirmiyor. Hâkim kararıyla yapılacak yetkiyi bir kurumun başkanına vermek yargı yetkisini de ihlal eden bir durum.
“Vatandaşın ifade özgürlüğünü sınırlıyor, otosansürü ortaya koyuyor”
“Anayasaya aykırılık konusunda ikinci söyleyebileceğimiz 16’ıncı maddenin 5. bendinde var. Fıkradaki ifadeler, hukuki belirlilik ilkesine ve ölçülülük ilkesine aykırı. Diğer yandan, bu hususta yapılan bir açıklamanın etkinliği, ağırlığı tespit edilmeksizin, kurumsal ve bireysel açıklama ayrımı yapılmaksızın, yalnızca ‘hedef almaya yönelik faaliyet yürütenler’ şeklinde ifade edilmesi de muğlaklık açısından sorunlu bir ifade. Zira, sade vatandaşlar ya da sosyal medya kullanıcıları bu noktada verilerin çalındığını düşünse dahi düşünce açıklamasında bulunamayacak ve bu bir otosansür yöntemine dönüşecektir. Arkadaşlar, bunu yaşıyoruz, geçen dönemde, 27. dönemde çıkarılan Dezenformasyon Yasasında yaşadık. Gerçeğe aykırı, yalan haber yaymayla ilgili olarak sosyal medya ve basına bir sansür getiriliyor. Ve vatandaşın ifade özgürlüğünü sınırlayıcı otosansürü ortaya koyuyor. Ne demek gerçeğe aykırı, yalan haber yayma? Muğlak ifadelerle çıkmıştı bu. O Dezenformasyon Yasası ifade özgürlüğünü daha sınırlayacak ve vatandaşta otosansürü ortaya koyacak, Anayasa’nın 25 ve 26;ncı maddelerinde oluşan ifade özgürlüğünü ortadan kaldıracak, objektif kriterlere sahip
olmayan bir madde olarak önümüze gelecek.”
Bülbül, Milli Savunma Komisyonu’nda görüşülmekte olan Siber Güvenlik Kanunu
Teklifi’ne ilişkin Anayasa’ya aykırılık konuşması yaptı. CHP’li Bülbül, kanun teklifinin
8. maddesinin 5. fıkrası ve 16. maddesinin 5. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğunu
söyledi. 16. madde ile ifade özgürlüğünün sınırlandığını kaydeden CHP’li Bülbül,
“Vatandaşın ifade özgürlüğünü sınırlıyor, otosansürü ortaya koyuyor” diye konuştu.
“Hakim kararıyla yapılacak bir yetkiyi bir kurumun başkanına vermek yargı yetkisini
ihlal ediyor” CHP’li Bülbül, hukuk devleti açısından hukuki belirlik ve ölçülülüğün önemli olduğunu belirterek, kanun teklifinin 8. maddesinin 5. fıkrası ve 16. maddesinin 5. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi. CHP’li Bülbül, maddelerin yeniden düzenlenmesi ya da geri çekilmesi gerektiğini belirterek şu konuşmayı yaptı:
“Hukuk devleti açısından önemli olan husus, hukuki belirlilik ve ölçülülüktür. Bu
Anayasamızın 2, 6, 7, 11, 26, 27nci maddeleri çerçevesinde basın özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunması, belirlilik, hukuk devleti açısından önemli bir noktadır. Gelen kanun teklifini bu çerçevede Anayasaya uygunluğunun oluşması gerekiyor. Bu kanun teklifinininci maddesi 5inci fıkrasının Anayasaya uygunluk konusunda sorunlu olduğu düşüncesindeyiz. Hakim kararı olmaksızın yapılan arama ve gerçekleştirilen kopya çıkarma ve el koyma işlemleri ise yirmi dört saat içerisinde görevli hakimin onayına sunuluyor. Hâkim kararını kırk sekiz saat içinde vermek durumunda, vermediği takdirde çözümü yapılan metinler derhal imha ediliyor ve el koyma kendiliğinden kalkıyor. Şimdi, başkan kim? Bu başkan bir memur, atanan bir kişi. Atanan bir kişiye hâkim kararı dışında konutta verdiği yazılı emirle, iş yerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama yetkisi vermek, kopya çıkarma yetkisi vermek, bir de el koyma yetkisi vermek açıkça hâkim kararı olmadan
yargı yetkisine müdahale anlamına geliyor. Hakimin onayına sunulacak hükmü, durumun
hukuksuz oluşunu ortadan kaldırmıyor yani hukuksuz bir durumu da hukuki bir hâle
getirmiyor. Hâkim kararıyla yapılacak yetkiyi bir kurumun başkanına vermek yargı yetkisini de ihlal eden bir durum.
“Vatandaşın ifade özgürlüğünü sınırlıyor, otosansürü ortaya koyuyor”
“Anayasaya aykırılık konusunda ikinci söyleyebileceğimiz 16’ıncı maddenin 5. bendinde var. Fıkradaki ifadeler, hukuki belirlilik ilkesine ve ölçülülük ilkesine aykırı. Diğer yandan, bu hususta yapılan bir açıklamanın etkinliği, ağırlığı tespit edilmeksizin, kurumsal ve bireysel açıklama ayrımı yapılmaksızın, yalnızca ‘hedef almaya yönelik faaliyet yürütenler’ şeklinde ifade edilmesi de muğlaklık açısından sorunlu bir ifade. Zira, sade vatandaşlar ya da sosyal medya kullanıcıları bu noktada verilerin çalındığını düşünse dahi düşünce açıklamasında bulunamayacak ve bu bir otosansür yöntemine dönüşecektir. Arkadaşlar, bunu yaşıyoruz, geçen dönemde, 27. dönemde çıkarılan Dezenformasyon Yasasında yaşadık. Gerçeğe aykırı, yalan haber yaymayla ilgili olarak sosyal medya ve basına bir sansür getiriliyor. Ve vatandaşın ifade özgürlüğünü sınırlayıcı otosansürü ortaya koyuyor. Ne demek gerçeğe aykırı, yalan haber yayma? Muğlak ifadelerle çıkmıştı bu. O Dezenformasyon Yasası ifade özgürlüğünü daha sınırlayacak ve vatandaşta otosansürü ortaya koyacak, Anayasa’nın 25 ve 26;ncı maddelerinde oluşan ifade özgürlüğünü ortadan kaldıracak, objektif kriterlere sahip
olmayan bir madde olarak önümüze gelecek.”