CHP AYDIN MİLLETVEKİLİ VE TBMM ADALET KOMİSYONU CHP GRUP SÖZCÜSÜ SÜLEYMAN BÜLBÜL, ADLİ YIL AÇILIŞI İLE İLGİLİ YAZILI BİR BASIN AÇIKLAMASI YAPTI. CHP’Lİ BÜLBÜL, YAPTIĞI AÇIKLAMASINDA:
“Yeni adli yılın başlamasıyla birlikte, ülkemizde adaletin ve hukukun
üstünlüğünün tesis edilmesi adına atılması gereken adımları bir kez daha
hatırlatma ihtiyacı doğmuştur. Adaletin sağlanması, ancak ve ancak bağımsız bir
yargının varlığıyla mümkün olabilir. Ne yazık ki, mevcut saray iktidarının
yönetim anlayışı, yargıyı siyasetin bir sopası haline getirmiş, hukukun
üstünlüğünü hiçe saymıştır. Saray talimatlarıyla işleyen ulusal yargıdaki acı
durum, uluslararası alana da yansımıştır. OECD’nin yargıya güven endeksinde
Türkiye, 38 üye ülke arasında 36’ncı olmuştur. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’ne en çok ihlal başvurusu yapılan ülke Türkiye’dir. Uluslararası
alanda “Türkiye Kararı” olarak bilinen onlarca AİHM kararı mevcuttur.
Anayasa’nın ikinci maddesi ile güvence altına alınan “Hukuk Devleti” ilkesi,
AKP iktidarı tarafından çiğnenmiş ve yok sayılmıştır.
Yasama ve yargı, yürütmeye bağlanmış, Cumhuriyet kurumlarının içi
boşaltılmıştır. Anayasa rafa kaldırılmıştır. Türkiye; Anayasa Mahkemesi
kararlarına uymayarak yargıya darbe yapan Yargıtay hâkimlerinin olduğu,
halkın iradesiyle seçilmiş Milletvekili meslektaşımız Avukat Can Atalay’ı tutsak
eden siyasi iradenin yargıyı ele geçirdiği, yasama organı olan meclisin bu
hukuksuzluğa alet edildiği bir iklimde ne yazık ki hukuksuzluğun merkezi haline
gelmiştir. Meslektaşımız Avukat Can Atalay, saray rejiminin yaratmak istediği
hizmetkâr yargının karşısında durduğu ve yurttaşların her alanda hakkını
savunduğu için bugün cezaevindedir.” dedi.“SAVUNMA İTİBARSIZLAŞTIRILDI”
“Yargının üç sacayağından birisi olan savunma yani avukatlık mesleği, AKP
iktidarında günden güne itibarsızlaştırılmıştır. Hukuk eğitiminin niteliksiz hale
getirilmesiyle başlayan bu itibarsızlaştırma, avukatların sosyal ve ekonomik
durumlarındaki gerilemeyle adeta tavan yapmıştır. Avukat sayısındaki plansız
artışa rağmen iş alanlarını geliştirici düzenlemeler yapılmaması, özellikle
mesleğin ilk yıllarındaki avukatların ekonomik sorunlar yaşamalarına sebep
olmaktadır. Stajyer avukatların ücret sorunlarında kamu desteğinin
sağlanmaması, işçi avukatların mahkum edildiği çalışma şartlarının görmezden
gelinmesi, kamu avukatlarının özlük ve ekonomik sorunlarının çözülmemesi,
serbest çalışan avukatların emeklilik haklarının yargının diğer üyeleri ile eşitlik
sağlanmaması, avukatlık hizmetlerindeki fahiş vergi oranı, KVKK eliyle
avukatlık mesleğinin zorlaştırılması gibi birçok sorun için somut adımların uzun
yıllardır atılmaması, avukatlara yönelik şiddet olaylarına göz yumulması
avukatları artık tahammül edilemeyecek bir kaosa sürüklemektedir. Ancak sarayiktidarı bu sorunları görmezden gelerek baroların siyasete alet edilmesine yol
açan çoklu baro uygulamalarına, avukatların ekonomik sorunlarla ve şiddetle
baş başa bırakılmasına, her gün adı sanı duyulmamış üniversitelerde hukuk
diploması dağıtılmasına, rüşvete tevessül eden yargı mensuplarının adalet
sisteminde yarattığı tahribata göz yumarak çürümüş ve işlevsizleştirilmiş bir
yargı sistemine bizleri mahkûm etmiştir.”
“GERÇEK BİR YARGI REFORMUNA İHTİYAÇ VAR”
“İktidarın “Yargı Reformu” adıyla çıkardığı dokuz yargı paketinin de içi boştur.
Bu sözde yargı reformları; avukatların, hakimlerin, savcıların, adliye
personellerinin ve vatandaşın derdine deva olmak bir yana mevcut sorunları
daha da derinleştirmekten öteye gidememiştir. Hâkim ve savcılar iktidarın siyasi
baskısı altındayken, avukat meslektaşlarımız ekonomik sorunlarla bir başına
bırakılırken, adliye personellerinin ve infaz koruma memurlarının özlük
haklarına ilişkin talepleri görmezden gelinirken, vatandaşın adalet çığlıkları yeri
göğü inletirken iktidar, gerçek sorunlara gözünü ve kulağını kapatmayı tercih
etmektedir. Yargı reformu adıyla atılan hiçbir adımın ne yargıya ne vatandaşa
bir nebze olsun faydası yoktur. Bu nedenle, tüm yargı camiasının sorunlarına
çözüm üretecek ve yerle bir edilen adalet duygusunu yeniden tesis edecek
gerçek bir yargı reformuna ihtiyaç vardır.
Demokrasinin, anayasal özgürlüklerin, adaletin, insan haklarının ve hukuk
devletinin işlerlik kazanması için ne gerekiyorsa yapmaya, hukuksuzluklar ve
hak ihlallerine karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bu vesileyle, mesleğini onuruna yakışır şekilde icra eden hakimlerin, savcıların,
avukatların ve yargı çalışanlarının yeni adli yılını kutluyorum. Anayasa’nın,
insan haklarının, demokrasi ve özgürlüklerin öncelendiği bir hukuk düzenini
CHP iktidarında, hep beraber inşa edeceğimiz günler yakındır.” dedi.
“Yeni adli yılın başlamasıyla birlikte, ülkemizde adaletin ve hukukun
üstünlüğünün tesis edilmesi adına atılması gereken adımları bir kez daha
hatırlatma ihtiyacı doğmuştur. Adaletin sağlanması, ancak ve ancak bağımsız bir
yargının varlığıyla mümkün olabilir. Ne yazık ki, mevcut saray iktidarının
yönetim anlayışı, yargıyı siyasetin bir sopası haline getirmiş, hukukun
üstünlüğünü hiçe saymıştır. Saray talimatlarıyla işleyen ulusal yargıdaki acı
durum, uluslararası alana da yansımıştır. OECD’nin yargıya güven endeksinde
Türkiye, 38 üye ülke arasında 36’ncı olmuştur. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’ne en çok ihlal başvurusu yapılan ülke Türkiye’dir. Uluslararası
alanda “Türkiye Kararı” olarak bilinen onlarca AİHM kararı mevcuttur.
Anayasa’nın ikinci maddesi ile güvence altına alınan “Hukuk Devleti” ilkesi,
AKP iktidarı tarafından çiğnenmiş ve yok sayılmıştır.
Yasama ve yargı, yürütmeye bağlanmış, Cumhuriyet kurumlarının içi
boşaltılmıştır. Anayasa rafa kaldırılmıştır. Türkiye; Anayasa Mahkemesi
kararlarına uymayarak yargıya darbe yapan Yargıtay hâkimlerinin olduğu,
halkın iradesiyle seçilmiş Milletvekili meslektaşımız Avukat Can Atalay’ı tutsak
eden siyasi iradenin yargıyı ele geçirdiği, yasama organı olan meclisin bu
hukuksuzluğa alet edildiği bir iklimde ne yazık ki hukuksuzluğun merkezi haline
gelmiştir. Meslektaşımız Avukat Can Atalay, saray rejiminin yaratmak istediği
hizmetkâr yargının karşısında durduğu ve yurttaşların her alanda hakkını
savunduğu için bugün cezaevindedir.” dedi.“SAVUNMA İTİBARSIZLAŞTIRILDI”
“Yargının üç sacayağından birisi olan savunma yani avukatlık mesleği, AKP
iktidarında günden güne itibarsızlaştırılmıştır. Hukuk eğitiminin niteliksiz hale
getirilmesiyle başlayan bu itibarsızlaştırma, avukatların sosyal ve ekonomik
durumlarındaki gerilemeyle adeta tavan yapmıştır. Avukat sayısındaki plansız
artışa rağmen iş alanlarını geliştirici düzenlemeler yapılmaması, özellikle
mesleğin ilk yıllarındaki avukatların ekonomik sorunlar yaşamalarına sebep
olmaktadır. Stajyer avukatların ücret sorunlarında kamu desteğinin
sağlanmaması, işçi avukatların mahkum edildiği çalışma şartlarının görmezden
gelinmesi, kamu avukatlarının özlük ve ekonomik sorunlarının çözülmemesi,
serbest çalışan avukatların emeklilik haklarının yargının diğer üyeleri ile eşitlik
sağlanmaması, avukatlık hizmetlerindeki fahiş vergi oranı, KVKK eliyle
avukatlık mesleğinin zorlaştırılması gibi birçok sorun için somut adımların uzun
yıllardır atılmaması, avukatlara yönelik şiddet olaylarına göz yumulması
avukatları artık tahammül edilemeyecek bir kaosa sürüklemektedir. Ancak sarayiktidarı bu sorunları görmezden gelerek baroların siyasete alet edilmesine yol
açan çoklu baro uygulamalarına, avukatların ekonomik sorunlarla ve şiddetle
baş başa bırakılmasına, her gün adı sanı duyulmamış üniversitelerde hukuk
diploması dağıtılmasına, rüşvete tevessül eden yargı mensuplarının adalet
sisteminde yarattığı tahribata göz yumarak çürümüş ve işlevsizleştirilmiş bir
yargı sistemine bizleri mahkûm etmiştir.”
“GERÇEK BİR YARGI REFORMUNA İHTİYAÇ VAR”
“İktidarın “Yargı Reformu” adıyla çıkardığı dokuz yargı paketinin de içi boştur.
Bu sözde yargı reformları; avukatların, hakimlerin, savcıların, adliye
personellerinin ve vatandaşın derdine deva olmak bir yana mevcut sorunları
daha da derinleştirmekten öteye gidememiştir. Hâkim ve savcılar iktidarın siyasi
baskısı altındayken, avukat meslektaşlarımız ekonomik sorunlarla bir başına
bırakılırken, adliye personellerinin ve infaz koruma memurlarının özlük
haklarına ilişkin talepleri görmezden gelinirken, vatandaşın adalet çığlıkları yeri
göğü inletirken iktidar, gerçek sorunlara gözünü ve kulağını kapatmayı tercih
etmektedir. Yargı reformu adıyla atılan hiçbir adımın ne yargıya ne vatandaşa
bir nebze olsun faydası yoktur. Bu nedenle, tüm yargı camiasının sorunlarına
çözüm üretecek ve yerle bir edilen adalet duygusunu yeniden tesis edecek
gerçek bir yargı reformuna ihtiyaç vardır.
Demokrasinin, anayasal özgürlüklerin, adaletin, insan haklarının ve hukuk
devletinin işlerlik kazanması için ne gerekiyorsa yapmaya, hukuksuzluklar ve
hak ihlallerine karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bu vesileyle, mesleğini onuruna yakışır şekilde icra eden hakimlerin, savcıların,
avukatların ve yargı çalışanlarının yeni adli yılını kutluyorum. Anayasa’nın,
insan haklarının, demokrasi ve özgürlüklerin öncelendiği bir hukuk düzenini
CHP iktidarında, hep beraber inşa edeceğimiz günler yakındır.” dedi.