Didim’de ikiz kuleler olarak bilinen ve 2 Ekim’de İşyeri açma ve çalışma ruhsatı olmadığı gerekçesiyle mühürlenen City Point işletmecisi Deniz Aktaş, basın açıklamasında bulundu. Aktaş, Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın konuyu kişiselleştirdiğini ve bu saatten sonra da otel binasının hizmet etmesi için mücadele edeceğini söyledi.
Didim’de daha önce Didim Belediyesi tarafından defalarca mühürlenen ve yıkım işlemleri yapılan otel, bir kez daha işyeri açma ve işletme ruhsatı olmadığı sebebi ile mühürlendi. Mühürleme işlemi ardından Didim Belediyesi ve City Point işletmecisi olan Deniz Aktaş tarafından geldi. Otel işletmecisi Aktaş, otelde yerel basınla bir araya gelerek, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.
İŞLETMEYİ ALMADAN ÖNCE BAŞKAN İLE GÖRÜŞTÜK.
Turizmci Aktaş, açıklamalarında şu ifadelerde bulundu:
“Ahmet Orak'la birlikte biz bu oluşuma geçen yıl sezon sonuna doğru başladık. İşte bu oteli biz işte size sana verelim. Sana yakışır. Senden başka da zaten kimse bu işi beceremez, kurtaramaz Didim'de diye bize teklifte bulundular. Biz o teklifi bir ay kadar bir değerlendirdik. Yani bize bunun artısı ne olur? Eksisi ne olur? Kasım'ın 15’ine kadar kendi içimizde hem ekonomik olarak hem piyasada nasıl bir tepki alırız? Ne yaparız diye böyle ölçümledik. İş olgunlaşınca, Deniz Aktaş olarak direkt belediye başkanı Ahmet Deniz Atabay'ın yanına gittim. Kendisi ile bizzat görüşme sağladım. Bu görüşmeler üç kere sağlandı. Birincisinde bizim burayı kiralamaya doğru gittiğimizi işte senin fikrin nedir? Ne diyorsun? Yarın öbür gün bir şey olur mu? Mülki idare amiri, bir kurum karşımızda, bir eski bir dernek başkanımız, eski bir abimiz olarak kendisinden icazet almaya gittik. Kendisi hiçbir zaman bana hayır olmaz, olamaz deme lüksüne sahip değil zaten öyle bir şey de söylemedi. 1 Ocak'ta burayı devir teslim aldık. Ocak ayı sonu Belediye başkanından tekrar randevu istedim. Dedim ki bakın biz sana bir geldik, iki geldik. Biz bu imzayı attık. Bu iş yasal süreciyle nasıl hızlı ve kanun şartları çerçevesinde gidecekse biz o şekilde hareket edeceğiz. En son bana “Ben bir avukatlarımla, hukukçularımla görüşeyim. Ne yapabiliriz?” dedi.
2-3 gün bana mühlet ver dedi. Tamam dedim. Benim sana mühlet verme gibi bir lüksüm yok yani. Sen ne zaman telefon açarsan, ne zaman evet dersen ben ona göre hareket edeceğim. Biz bu görüşmeyi yaparken perşembe günüydü. Pazartesiye kadar bekledim. Pazartesiden sonra ben kendisine telefon açtım. Sayın Başkanım, Bize bir şey söyleyecektin. Yani hani sulh yoluyla veya başka bir şekilde nasıl bu işi çözeriz diye. “Ben artık karışmıyorum” gibi böyle bir kelime söyledi.
BİNANIN TURİZME KAZANDIRILMASI İÇİN MÜCADELE ETTİM
Oteli biz 5 Nisan'da açtık. Bu 5 Nisan'da açarken 19 Nisan'da da biz buranın yapı kayıt belgesini aldık. Bakın yapı kayıt belgesini aldığınız dakikadan itibaren defalarca pasif olan bir yapı kayıt belgesini aldık. En az 6-7 kere aktif pasif olan bir belgeyi biz bir daha pasif olmayacak şekilde aldık. Ben bugüne kadar hiçbir zaman siyasi gücümü, siyasi uzantılarımı, siyasi ulaşabildiğim insanları ön plana atarak kimse ellerinde bir kavgaya, ne bir dövüşe, ne bir ağız dalaşına girdim. Sadece bu binanın kurtulup turizme hizmet etmesi için bu olayların da son bulması için mücadele ettim. 19 Nisan'da biz bu yapı kayıt belgesini aktif hale getirdiğimiz dakikadan itibaren artık bizimle uğraşılmaya başlandı.. Yapı kayıt belgesi olan bir binaya belediye başkanlığı veya büyükşehir belediye başkanı, ilçe veya belde belediye başkanlıkları ruhsat vermek zorundadır. Çünkü iskan yerine geçer. Tam kayıt belgesidir. Onunla bütün işlemlerinizi başlatabilirsiniz.
BELEDİYEYE 3 BUÇUK MİLYON LİRA PARA ÖDEDİK
Belediye 4 milyon liraya yakın bir borç vardı. Bunlar arasında mühür fekki, kaçak kattan vs. yazılan cezaları ödeyip bu sefer tapuyu tamamen temize çıkarma olayına giriştik. Bakın tapuyu tamamen temizleme olayına geçtik. 12 katlı betonarme havuz ve arsası diye geçiyor. Biz belediyeden her evrakı istediğimizde belediye bize süreç uzasın, kendilerinin lehine bizim aleyhimize oluşsun diye en kısa verdikleri evrak günü 23 gün. Bakın 23 gün. Kendileri de bunu çok iyi biliyorlar. Kanıtlıdır. İsterlerse tekrar benle aynı masaya oturabilirler. Onlar konuşur sonra ben konuşayım. Sizin huzurunuzda söylüyorum bunu.
Biz belediyeye 3 buçuk milyon lira para ödedik. Tapunun cins değişikliğinin yapıp 12 katlı betonarmeye dönebilmesi için 3 buçuk milyon lira biz para ödedik. Bakın samimiyetle söylüyorum evrak var ellerinde. Size evrakları sunsunlar. Biz de evraklarımızı sunalım. Ya son güne kadar bizi oyladılar. Sistem çalışmıyor. İmardan kağıt getirin. Fen işlerine gidin. Siz bizi niye bu kadar zorluyorsunuz ya? Öddiğimiz 3,5 mlyonla geciken maaşları ödediler.
BU NASIL TALEPTİR
Şimdi 19 Eylül'de biz tapuyu aldık. Aynı gün, aynı gün belediye başkanlığı, kaymakamımıza, kaymakamlık makamına yazı yazılıyor. 2 Ekim'de biz mühürlemeye gideceğiz. Bize gerek kadar polis desteği ve çok abes olan bir şey daha var. Polislerin, polis ekibinin, polis gücünün yarım saat önce de belediye bahçesinde toplanmasını istiyor. Yürütmeyi durdurma kararı çıkmış, mahkemeyi kaybetmişler, gelmişiz ama polis istiyoruz. Ama polisin de yarım saat önce belediyenin bahçesinde hazır bulundurmasını arz ediyorum demek ya bu yani bu akıl tutulmasıdır. Mühürleme işlemi yapılırken içeride o gün 102 odamız vardı arkadaşlar. Ve gerçekten Avrupa'nın her köşesinden info grubumuz vardı. Benim en çok zoruma giden info gruplarının burada olduğu dakikada yapılan bir şeydi.
ŞOV YAPMADIK
Yapı kayıt belgemizle mayıs ayında ruhsat başvurusunda bulunduk. Bu başvuru sonrası 1. Mühürleme atağına geçtiler. Mühürleme yapıldı ancak idare mahkemesinden yürütmeyi durdurma kararı çıkınca saat sonra mührü gelip söktüler. Bunu bir şova dönüştürmedik. Başkan ve zabıta müdürünün, konuşmaları bende mevcut… Ama açıklamayacağım şimdilik. Whatsapp yazışmaları mevcuttur. 1. Ruhsat başvurumuzu kabul etmediler. Mühürleme ile ilgili istinafa gönderdiler dosyayı ve karar bizim aleyhimize çıktı. O aleyhimize çıkan kararla 2 Ekimde mühürleme yapıldı.
Ogün yapılan” Biz oraya gidelim, moral motivasyonlarını bozalım. Sıkıştıralım, arbede çıksın. Bu argumanı alalım CHP Genel Merkezine gönderelim. Kılıçdaroğlu’nun önüne koyalım, mağdur edebiyatı tekrar oynayalım. 3. Dönem için kendimi bir daha nasıl aday gösterebilirim.” Çabasıydı. O hevesi, o çabayı onların kursağında bıraktık.
KAMUOYUNA DUYURU
Didim Belediyesi tarafından bir Kamuoyuna DUYURU paylaşıldı. Bu paylaşımın en alt kısmında “Biz gerekli tebligatları, gerekli duyuruları, gerekli beyanları işletmeye bildirdik.” Diye.. 31 ocakta istinafa giden bir kararla 2 ekimde geliyorsun. 4 ay içerisinde bu otel doluydu, 2 Ekim’de de doluydu, yarında dolu, yıl boyunca da dolu olacak. Özrü kabahatlerinden büyük.. İş kişiselleştirilmiş artık, bu saatten sonra nasıl aynı masada konuşulabilir?
Tapu kadastrodan gelen memurlar ölçümlerini yaptılar. Belediyenin 16.000 metrekareden fazlası kaçaktır dediği yere 22.000 metrekare olur aldık.
BEN PARTİLİ DEĞİLİM
5 Kasım’da CHP genel kurultayında gereken işlemleri yapacağız. Nasıl olacağını, nasıl yapılacağını o bizde saklı. Ama Ahmet Deniz Atabay'ın gelmemesi için O bizi nasıl rezil ettiyse biz de onu rezil etmek için bütün atraksiyonlarımızı yapıyoruz şu an. MYK üyelerinin yarısıyla görüştüm ben. Bakın ben CHP'li değilim. Ben hiçbir partili değilim.