Didim Hayvanları ve Doğayı Koruma Derneği (DİHAD) Başkanı Bilal Sürer’e dernek binasında konuk olduk. Bilal Sürer DİHAD’ın kuruluşu, bu günü ve yarınını anlattı.
K.E.; DİHAD zaman kuruldu? Kaç üyesi var?
Sürer “DİHAD2016 yılında kuruldu. Dernekleşmeden önce yaklaşık 20-30 kişi oluşan gönüllüler grubuyduk. Bugün yaptığımız çalışmanların aynısını o gün de yapıyorduk. Ama kapılar üzerimize kapanıyordu. Bunun için dernekleşmeye karar verdik. Derrnekleşmemiz gerçekleştikten sonra resmiyet kazanan grubumuz ile birlikte sağlıklı ve daha iyi şeyler yapmaya başladık. Resmi kurumlar en azından bizi muhatap almaya başladı. Sokak Hayvanları konusunda sesimizi daha çok duyurmaya başladık. Resmi olarak dernek üye sayımız 132 kişi ama hepsi aktif değil. Denek üyesi olmayıp çalışmalarımıza katılan arkadaşlarımız var. Dönemsel olarak değişir sayı ama en az 10 kişi 10-15 kişi sürekli aktif olabiliyoruz.
K.E.; Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla sabah ve akşam beslemeleriniz var çeşitli bölgelerde bunları kimler yapıyor ? Bu 10 kişi mi yapıyor yoksa belli bölgelerde çalışan lokal kişiler var mı ?
Sürer: Besleme çalışmalarımız şu şekilde; Dernek aracı haftanın 2 günü direk dernek yöneticilerin çıktığı bir beslenme grubu var. Onun haricinde belli bölgelerde de üyelerimizin olduğu yerler var, Onlar besleme yapıyor. Örneğin Akbük’te, Akköy'de orada yaşayan üyelerimiz var, onlar oranı beslemesini yapıyor. Merkezi yerlerde de yine üyelerimiz var onlara da HAYTAB- Migros işbirliği ile son kullanma tarihi yaklaşan ürünleri veriyoruz. Pişirme yapıp kendi mahallelerinde kendi sokaklarında beslemeyi yapmaya çalışıyorlar. Yani dernek olarak Didim’de her yere yetişemiyoruz Dolayısıyla sahayı bölüştürmüşüz.
K.E.: DİHAD besleme dışında neler yapıyor?
Sürer: Tedavi ihtiyacı olan sokak hayvanlarını tedavilerini yapıyoruz. Direkt olarak biz bu tedavileri üstlenemiyoruz. Bütçe sorun olduğundan kaynaklı, bunu da sponsorlar aracılığını yapıyoruz. Daha çok Didim Belediyesi sokak hayvanları tedavi bakım merkezine düşmüş kazalı hastaları oradan alıp, testler röntgen ,tahlilleri yapıp özel kliniklerde tedaviler yapıyoruz. Bunu da dediğim gibi sponsorlar aracılığı ile yapıyoruz. Çok nadir durumlarda, acil durumlarda sponsorlar bulmadan direkt tedavileri biz karşılıyoruz. Kliniklerin ödemesini daha sonra yapıyoruz. Beslenme, tedavi, yuvalandırma haricinde de barınak koşullarını iyileştirmeye çalışıyoruz. ilaç temini, mama temini, barınaktaki yetersiz olan, padokların düzenlemesi, geliştirilmesi gibi durumlarda da aktif rol almaya çalışıyoruz. Onun haricinde okullarda, ilköğretim okullarında sempozyumlar, paneller sohbetler geliştirip ya da ilköğretim çağındaki olan çocuklarla ortak besleme turlarına çıkıyoruz. Onlarla farkındalık yaratacak çalışmaları birlikte yapıyoruz. Sürekli sahadayız, sürekli aktif bir şekilde çalışmaya çalışıyoruz.
K.E.: Didim Belediyesi barınağında eksikler çok mu?
Çok. Tabi ki Didim Belediyesi sorumluluğunda olan bir alan orası. Didim Belediyesi eksikleri karşılamaya çalışıyor ama bütçe meselesi…
Barınaklar tamamen yerel yönetimlere sorumluluğunda olan kurumlar. Her yönetici, her belediye kendi tedariğini kendisi karşılamak zorunda, ancak Didim Belediyesi bu noktada hazırlıksız yakalandı. Yani yasa değişim sürecinde büyük şehirden, ilçe belediyeye geçtikten sonra ilaç alım ruhsat sorunu vardı.İlaç alım ruhsatı almak uzun bir süreçti. Şu an Didim Belediyesi’nin ilaç alım ruhsatı mevcut. Bu sefer kriz koşulları baş gösterdi. Tedarik firmaları ödeme almadan hiçbir şey vermiyor. Eskiden belediyeler ile çalışan kurumlar 3 ay 5 ay 6 ay bekleyebilirdi. Ama bugünkü koşullar buna müsait değil. Belediyeden direk nakit çıkması gerekiyor. Ondan sonra tedarik firması ona göre ilacı gönderiyor. Şu an bu sıkıntıları yaşıyoruz. Yani belediye direkt nakit para aktaramıyor oraya, bu durumda da STK'lar olarak da bizler devreye giriyoruz. 4 Ekim tarihinde gerçekleştirdiğimiz bir etkinlik vardı. Henüz bilançoyu sosyal medya paylaşmadık ama ilaçlar temin ettik ve barınak kliniğine teslim de ettik. 53.000 lira civarında tıbbi malzemeyi Didim Beldiyesi sokak hayvanları tedavi merkezine teslim ettik. Yani belediye sorumluluğunda ancak belediye STK’lar ile ortak çalışma yürütür. Yasa da bunu söyler. Şu an bir kriz ortamı var, bu kriz ortamında belediye almıyor, alsın noktasından ziyade orada tedavi edilmesi ve mama ihtiyacı olan hayvanlar olduğu sürece bizler de imkanımız dahilinde eksikliği gidermeye çalışıyoruz.
K.E.: Mevcut kanunda belediye bütçesinden ne kadar bütçe ayrılması gerektiği belirtilmiş midir?
Sürer: Son yasayla beraber her yere yönettim bütçe planlamasını yaparken, barınağın bütçesini de açıklamak zorunda. Öncesinde barınak bütçesini açıklamıyordu. Ama son yasada mecburi bütçe planlaması yapılırken barınağa da şu kadar bütçe ayrıldı ayrılacak tarzında bir gündem var. Yasaya göre; “Belediyelere 3 yıl süreyle hayvan bakımevleri kurmak ve rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5’i oranında kaynak ayırma zorunluluğu getirildi. Büyükşehir belediyelerinde bu oran binde 3 olarak belirlendi. Ayrılan bu ödeneklerin başka amaç için kullanılamayacağı düzenlendi.”
K.E.: Didimlilere ne söylemek istersiniz?
Aslında Didim hayvan hakları noktasında duyarlı bir kent, bu gerek burada yaşayan kişiler olsun gerek kurumları ve STK gibi bizim çalışmalarımız olsun duyarlı bir sivil toplum var burada. Didim korkunç bir hızla büyüyor. Yeni yerleşenlerin çoğunluğuda hayvan sever yada hayvan hakları koruyucusu değil. Nüfusun artmasıyla yeni sorunlar çıkmaya başlıyor. Sokak hayvanı istemeyenler, kaka yaptı diye şikayette bulunanlar, çok havlıyor diye şikayette bulunanlar gibi durumlar söz konusu. Bunu toplum olarak, ülke olarak anlamamız gerekiyor. Biz bu hayvanlarla beraber yaşayacağız. Ama öyle ama böyle yaşayacağız, yaşamasını öğrenmemiz gerekiyor. Yaşam alanlarını daraltıyoruz, bunlara ayrı bir yaşam alanı oluşturulabilir. Evet kentlerin sokaklarında biz de istemiyoruz, telef olsun veya aç kalsın istemiyoruz. Aç olduğundan çöpleri karıştırsın, elinizdeki poşete saldırsın bunları istemiyoruz.
Kaçış yok
Kişi kendini korumaya çalışıyor, köpekte gıdaya ulaşmaya çalışıyor ya da yaşam alanı korumaya çalışıyor. Dolayısıyla türler arasında çatışma çıkıyor. Bunu bertaraf edebilmek için hayvanları ortak yaşam alanı olduğumuzu beraber yaşadığınız bilincinde olacağız, ona göre yaşayacağız.
K.E.: Didim Belediyesi’nin iki seçimdir “Patiköy projesi” vardı. Bu projede bir gelişme var mı ?
Bize aktarılan bu yani bir bilgi yeni bir bilgi güncel yok. Planın hala güncelliğini koruduğunu söyleniyor. Ancak henüz şu alanda “Patiköy hayata geçecektir “diye bir bilgi bize gelmedi. Ya da ne zaman geçeceği noktasında bilgi sahibi değiliz. Zaman zaman görüşmeler yapıyoruz bu konu hakkında ama henüz bir netlik yok.
K.E.: Didim Belediyesi tarafından bir mama fabrikası kuruluyor. Bunun piyasadan alınan mamalardan farklı olacak mı ? Yoksa aynı şekilde midir ?
Sürer: Hayır, piyasada petshoplarda satılan mamalardan farklı, bu raf ömrü kısa olan bir mama olacak. Yani saklama koşullarına bağlı olarak en kısa sürede tüketilmesi gerekiyor. En fazla 3 günlük ömrü olan bir mama olacak. Üretim şeklinden kaynaklı, Çünkü hammaddesi atık gıda.. Kasaplardan, işletmelerden, otellerden, restoranlardan toplanan atık gıdayla takviye malzemeler dahil olacak. Buna işte nişastasından, mısırından, kemik tozundan gibi şeyler dahil edilecek. Ya da takviye vitaminler dahil edilecek. Ancak üretim şeklinden dolayı raf ömrü uzun olmayan bir mama olacak.Kısa sürede tüketilmesi gerekiyor. Zaten bu mama fabrikası tamamen tedavi merkezinde tedavi edilen hayvanlar yönelik kullanılacak. Çok kapasitesi aşarsa belki sokak beslemesinde kullanılır. Ama şu an için sadece barınaktaki sokak hayvanların beslemesinde kullanacak. Yazın üretimde hammadde sıkıntısı yaşanmaz. Kışın ise üretimde sıkıntı yaşanmaması için bir soğuk hava deposunda muhafaza edilerek üretim sürdürülebilir. Bu konuda esnafımız, vatandaşlarımız bilgilendirilerek mama üretimine uygun gıda atıkları toplanabilir.
K.E.: Patili dostlarımızdan bizlere vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Yeni projelerde daha sık bir araya gelmek üzere……
KEMAL ETLEÇ