Osmanlı İmparatorluğu Rusya ile yapılan kırım savaşını kazandıktan sonra Birleşik Krallık ve Fransa İle Osmanlı İmparatorluğu arasında 1856 yılında Paris’te imzalanan bir antlaşmadan sonra Avrupalı kabul edilmişti. Yapılan bu antlaşma Avrupalılar için bozulan dengeleri rayına oturtmak Osman İmparatorluğu içinde Avrupalı bir devlet olarak kabul görerek uluslararası düzeyde Adalet ve hak arayabilecektir. Avrupalı bir devlet olduğu içinde toprakları güvence altında sayılacaktır. Yapılan bu antlaşma ile Osmanlı imparatorluğu bir Avrupa devleti statüsü kazanmıştır.
1951 de Paris antlaşmasına ek bir madde ile Avrupa Kömür ve Çelik topluluğu olarak siyasi mevzuata dâhil edilen bir alt yapının temeli atıldı. Daha sonra bu yapı 1957 yılında Roma Antlaşması ile Avrupa Ekonomik topluluğu adı altında Avrupalı devletlerin bağlarını kuvvetlendirmek amacı güden siyasi ve ekonomik etkileri olan yeni bir oluşumun temelini atmak üzere bir antlaşma imzaladılar. Paris Antlaşması ile Avrupalı olduğu kabul edilen Osmanlının parçalanmasından sonra bütün dünyanın bugün saygıyla Andığı Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarının, cefakâr ve fedakâr Türk milletinin, evladını kundağında Allaha emanet edip çocuğum anasız büyür ama vatansız büyüyemez diyerek savaşmaya giden Nene hatunların adlarına türkü yakılan yaşlarından dolayı 15 diye anılan gözünü kırpmadan vatan için ölüme koşan azimli ve cesur vatan evlatlarının can ve kanlarının üzerinde parçalanmış imparatorluğun küllerinden yeniden kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1959 yılı Temmuz Ayının 31 inde Avrupalı olduğu düşüncesiyle Avrupa Ekonomik Topluluğuna üyelik başvurusunda bulundu. Ben üyelik başvurusu yapıldığında bir yaşından birkaç ay büyükmüşüm şimdi bu satırları yazarken Altmış dört yaşındayım 1856 yılında Türkleri Avrupalı kabul eden Sahtekâr, İçten Pazarlıklı, riyakâr ve yalancı batılılar Altmış üç yıldır bizi kapılarında bekletiyorlar. Başvurulan tarihten bu güne kadar sürekli bizi hor gördüler, bize sürekli bahaneler bulup yapmamız için ödevler verdiler, kendi çıkar ve menfaatleri söz konusu olduğunda Avrupa birliği uyum yasası adı altında birçok antlaşma hazırlayıp önümüze imzalamamız için koydular. Onlar bizi içlerine almamakta kararlılar, zaman zaman bunu aralarından açıkça söyleyenler de oluyor. Ne hikmetse bu gurur kırıcı aşağılamalara rağmen hala biz onların kapısında bekliyoruz.
Artık bu gurur kırıcı bekleyişe bir son vermeli vakit kaybetmeden yüzümüzü bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetlerine dönüp onlarla Sosyal Ekonomik Kültürel Teknolojik ve Siyasal bir yapı oluşturan Türk Cumhuriyetler Birliğini kurmamız gerek. Yeniden Şekillenmeye başlayan dünyada Savunma birliğini de ihmal etmeden kenetlenip uyuyan devi uyandırarak, yeni yapılanan dünyada yerimizi almalıyız. Böylesi bir kuruluşun teşekkül etmesine başta Amerika, Rusya, Avrupa,Çin ve Hindistan asla izin vermeyeceklerdir. Engellemek için her türlü kahpelik yapmaktan çekinmeyeceklerdir. Var olan imkân ve kabiliyetlerimizi verimli hale getirmeliyiz. Ülkemizde ve dünyada cereyan eden gelişen olayları halkımız takip edip neler olduğunun idrakine varmalı, devletin bekasını düşünmeden yalan ve riyakârca vaatler de bulunanların peşinden ucuz menfaatleri kar sanarak gelecek günlerimize ipotek koydurmamalıyız. Milletimiz umarım bir gün felaketin farkına varıp Türklüğü, Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına almayan vatan ve milletin bekasını her daim ön planda tutan ve düşünen devlet adamlarını bir gün iktidar sahibi yapar umudundayım. Kafatasçı değilim hümanistim vatanım ve milletim her şeyin üzerindedir.
Vatanı olmayan insanın dili, dini, onuru ve namusu hep ayaklar altında kalır. Avrupalılar bizi Avrupa birliğine almıyorlar ama biz onları girmek istedikleri yere girmelerini kolaylaştırmak için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz 1980 yılların başında Yunanistan’ın Nato’ya girmesini sağladık bugün Amerikalılarla birlik olup vatanımızın etrafını çevirerek topraklarımızı bize ait adaları da kullanarak abluka altına aldılar. İsveç ve Finlandiya isimli terörist sevdalısı iki devletin Nato’ya girmesini sağlıyoruz. Bahse konu bu iki devlet PKK terör örgütüne Silah Para ve sağlık yardımını tam kırk yıldır yaparken Altmış dört yıldır kapılarında bizi bekletirken bizim lehimize tek bir söz söylemişlerdir! Kenan Evren'in yaptığı hatayı umarım onun makamında olanlar yapmazlar. Âmâ aynı hatayı yapacaklarından eminim çünkü kandırılmaya alıştılar. Sürçü Lisan etmişsem okuyanların affına sığınırım.