Bu gün, Güney Kafkasya’nın, Komşularımızın son durumları hakkındaki yorum ve düşüncelerimi SES DUVARI olarak arz etmek istiyorum. Bölgemizde Barışa yan etken olan konulardan bir tanesi, “Ermenistan ve Azerbaycan” üzerinde oynana oyunlardır. Hadi kolay gelsin diyelim?
Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Alman Baş Başbakanı Olaf Scholz’un organizasyonu ile, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nicolas Paşinyan’ın katılmasıyla sözüm ona, barış görüşmelerinin yapılmasını planlanıyorlardı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 5 Ekim'de İspanya'nın Granada kentinde düzenlenmesi istemine yani sözde, Avrupa Siyasi Birliği zirvesine katılmayı reddediyor. Azerbaycan, Granada'da yapılması planlanan, beşli barış görüşmelerinde Türkiye'nin bulunmasını istemesi üzerine Fransa ve Almanya'nın itiraz etmesi nedeniyle Azerbaycan Cumhurbaşkanının zirveye katılmayacağını, Charles Michel'in açıklamalarından memnuniyetsizliğini dile getirdiğini ve Fransa'nın Ermenistan ile silah düzenleme kararı dahil olmak üzere Fransız yetkililer tarafından yapılan açıklamaların tek taraflı ve yanlı, gerçeklerle bağdaşmayan amaçlarını sergiledikleri belirtiliyor.
"AGİT’i” galiba Fransa, Almanya ve Avrupa konseyi temsilciliği Babalarının çiftlikleri olarak saymaktadırlar. AGİT’e baktığımızda, Katılımcı Devletler olarak: ABD, Almanya, Andorra, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belarus, Belçika, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ermenistan, Estonya, Finlandiya, Fransa, GKRY, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Kanada, Karadağ, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Makedonya, Letonya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Moğolistan, Moldova, Monako, Norveç, Özbekistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, San Marino, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, Ukrayna, Vatikan, Yunanistan Kuruluşunda yer almaktadır. Ne yazık ABD, Fransa, Almanya ve AB Parlementosu bu kuruluşu NATO da olduğu gibi “Rab bana, Rahman Bana” diyorlar.
Cumhur Başkanımız; R.Tayip Erdoğan’ın sık, sık söylediği sözün altını çizmek gerekir “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” Büyük olmasına büyüktür, Ne yazık, Sömürgeci Emperyalist zihniyetler halen Teknoloji ve bilim çağında bunu kabul edemiyorlar.
Avrupa Parlamentosu, Azerbaycan'ın Azerbaycan'daki askeri operasyonlarını kınayan ve sorumluları yaptırım uygulamaya ve Avrupa Birliği'nin resmi Bakü ilişkilerini yeniden gözden geçirmeye çağıran bir kararı kabul ediyor.
Sormadan duramıyorum; Ermenistan’ın Azerbaycan’a ait toprakları işgal ederken, insan onuru ve haysiyeti dışı davranışlarla, genç kızların canlı, canlı derilerini yüzen sözüm ona, “Hipokrat” yemini etmiş olan, Dr. Zori Balayan’lar, hamile kadınların karınlarını yararak çıkarttıklar bebeklerin ağızlarına annelerinin memelerini keserek verdiklerini, Savunmasız insanların toplu katliamlara uğradıkları zaman, yaşlı çocuk ayrımı yapmaksızın hunharca soykırım ve mezalim yaparak milyonlarca Azerbaycan Türkünü, yurtlarından sürdükleri 30 Yıl boyunca nerelerde saklanıyordunuz? Şimdi kalkmış; "İnsan hakları ve uluslararası hukukun ağır ihlalleri" ve "haksız askeri saldırı" olduğunu belirten kararı, çoğunlukla kabul ediyorsunuz.
Parlamento olarak, Azerbaycan'ın 19 Eylül'de uluslararası hukuk ve insan haklarının ağır bir ihlali olan "önceden tasarlanmış ve haksız askeri saldırı" diye nitelendirerek kınadığınızı açıklıyorsunuz. 100.000'den fazla Ermeni lerin 30 Yıl boyunca işgal altında tutuğu Azerbaycan topraklarını terk etmesini "etnik temizlik" ile eşdeğer olduğunu vurguluyorsunuz. AP Kararında, Avrupa Birliği ve üye devletlere, Karabağ’daki ateşkes ve insan hakları ihlallerinden sorumlu Azerbaycan’ı tutmaya çalışarak yaptırım uygulama çağrısında bulunuluyor. Hadi oradan Lahana turşusu yiyerek Perhiz yapılamaz.
Bu açıklamaya dikkat etmeniz gerekmez mi? BM Karabağ gözlemcisi açıklamalarında; “bildiğimiz kadarıyla, Karabağ'da bölgesel olarak, On Bin'den az insan kaldı, belki de bu insanlardan bazıları eşyalarını almak için geri dönmeye veya geçici olarak geri dönmeye çalışabilirle” “ Rus barış güçlerinin hala rol oynayabileceği bir çok konu var ve elbette Azerbaycan'ın askeri operasyonu sırasında hiçbir şey yapmadılar. Ancak bunun Moskova ile Bakü arasında tartışılması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum” diyerek devam ediyor. “Erivan'ın burada söz söylemeye hakkı olduğunu düşünmüyorum. Ermenistan ile Moskova arasındaki ilişkilerin de kötüye gittiğini biliyoruz. Yani Moskova ile Bakü arasındaki görüşmelere bağlı. Moskova güçlerini orada tutmak istiyor mu ve isterse Bakü ile yaptığı anlaşmanın şartları nelerdir? Ve elbette Moskova, 2020'de imzalanan üçlü bir anlaşma kapsamında güçlerini iki yıl daha orada tutma hakkına sahip. Bu yüzden tamamen gittiklerine şaşırırdım.” Diyor.
Bu açıklama Avrupa Parlamentosu, Fransa ve Almanya’ya aldıkları kasıt ve taraflı son karara karşılık, şamar gibi suratlarına çarpmış olmalıdır.
Dünya kamuoyu Azerbaycan’ın Geçmişin kin nefret ve intikam duygularıyla hareket etmediğini, Ermeni Halkı Hocalı’daki gibi, tanklar altında ezerek değil, sağlık yardımları Azerbaycan tarafından, yapılarak, iaşe ve kumanyaları verilerek Otobüslerle veya özel araçları ile kendi istemleriyle ayrılmalarına yardımcı olduklarını görmektedir.
A.Parlamentosu, ABD, Almanya ve Fransa Tarihi balçıkla sıvamaya kalkışıyor. Zengezur ve İrevan Azerbaycan’ın ata yurdu olup, Zengezur Stalin tarafından zorla alınarak Ermenistan’a verildiği, İravan’ın İse “YÜZ ” Yıllığına “Pekin” gibi, daha kurulmamış bir devlete Bolşeviklerin zoruyla verilmesinin sağlandığı, 1918 Yılında Kurulan Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin Parlamento kayıtları Rusya ve İngiltere arşiv kayıtlarında saklı tutulmaktadır. Bu sorunun cevabı neden verilemiyor?
Azerbaycan 44 Günlük Savunma Savaşı ile, kendi göbeğini kendisi keserek, yeniden Doğmuştur. Bölgemizde Barış karşıtı Terör ve sinsi amelleri zaman zaman sizlere arz etmeye çalışacağım.
Sağlıklı yaşayın, sağlıcakla kalın.