Ne muazzam, ne büyük ideal değil mi, karanlıklara ışık olmak ya da ışık taşımak. Akıl sahibi insan, insanın karanlıkta kalmaması için ilk aklına gelen iki yol bilir ya ışık olacak, ışık saçacak ya da kendi ışığını yetersiz görme potansiyeline sahipse ki, önemli bir seviye, bilinç ister, ışık taşıyacak. İnsan yaratılışı itibarıyla karanlıkta yaşayamaz, karanlıkta yaşamı için gerekli çokça materyal ürün üretimi içinde ışık, aydınlık gereklidir. İnsan hayatının da doğanın faaliyetlerine devamı içinde ışık, aydınlık, elzem bir gereklilik, olmazsa olmaz, ihtiyaçtır.
Fiziksel gereklilik olan ışık ihtiyacımız mecazen de aydınlık, aydınlanma olarak anlaşılıp algılanmalıdır. Yaşamımızın devamı için tespit edilmiş olan ateş, su, hava, toprak yanında sağlıklı bir ruh hali için de akıl, ahlak, estetik yapılanma, bakış açısı gerekliliği vardır. Toprak, doğa insana sunduklarıyla yaşam için gerekli tüm cisimlerin var edilmesini, yapılıp, üretilmesini mümkün kılmıştır. İnsan aklı, ortak akıl, bilim ve teknoloji hangi seviyeye gelirse gelsin, hangi seviyeye ulaşırsa ulaşsın fiziksel de mecazen ruhsal olarak da ışığa ve aydınlanmaya muhtaç kalırız, daimi ihtiyacımız vardır.
Işık olmak, aydınlatmak ne kadar elzem ve önemli bir adım, mücadele şekli ise ışık taşımak, ışık tutmak da elzem, önemli ve değerlidir. Soyut anlatım şeklim okurken dahi sizleri yormuş, karışıklık yaratıp kargaşa sağlamış olabilir, haklısınız nihayetinde. İnsan aydınlanmaya muhtaç haliyle yaşamına devam ederken aydınlatma ise her insanın temel görevi ve sorumluluğu olmalıdır.
Vefa duygusuna sahip insan ne muazzamdır ki aydınlanma yaşadığı süreçlere sebep her insanı yüceltir, önemli ve değerli görür. Vefa duygusuna sahip insanız madem aydınlanmamıza sebep insanlar yaşamda ise önemli ve değerli bulup yüceltmeye devam edelim de, bu dünya yaşantısı sona ermiş insanlarımızı da minnet ile anıp hatıralarını ve insanlığa sunduklarını görmezden gelmeyip hatırlamak ve yeni jenerasyona anlatmayı görev edinmek, karanlığa ışık olmanın yüzlerce versiyonundan biri değil mi?
Kendi dönemimize ait çokça dalda faaliyeti olan bilim ve kültür insanlarının neredeyse ayakkabı numarasına kadar bilip, ezberimize kazıyıp, yeni neslin isminden, varlığından, ürettiklerinden, insanlığa sunduklarından bihaber olması tuhaf ve üzücü değil mi? Kültür, sanat, spor branşları, kitaplar, dergiler, gazeteler, resimler, heykeller, yarışmalar, karşılaşmalar, oyunlar, müzik ve makamlar, uğraş verenler, yazanlar, söyleyenler, eşlik edenler, enstrümanıyla katkı sunanlar ve çokça farklı varyant içinde farklı versiyonlar da enerji harcayıp emek verenleri hatırlayıp anmak, ışıklarından faydalanmak muazzamdır. Muazzam olan bir diğeri ışıklarını taşımak, aktarmak, karanlıkta olan insana, insanlığa aydınlığı sunmaktır. Her coğrafya için ve her süreçte aydınlanma mücadelesinin içinde olmak neferi olmak destekçisi olmak, karanlığa ışık olmak, karanlığa ışık taşımanın hayata sunma şeklidir.
Mir Murat Demir