Merhaba. Geçen hafta sizlere uzun hayat yaşayan bölgelere bakacağımı söylemiştim. Öncelikli olarak bu bölgelerde yaşayan insanlar modern dünyadan çok kopuk değiller. Yani keşiş gibi yaşamak gerekmiyor. Ancak bizlerden bazı noktalarda ayrılıyorlar. Bu ayrılmalar hayat tarzı olarak ve bir takım düşünce yapılarında oluşuyor. Bakalım…
İlk başta spor konusuna değinmek istiyorum. Spor yapmıyorlar ama egzersiz yapmalarını sağlayan hatta bunu gerekli kılan bir yaşam tarzları var. Bahçelerini kendileri ekiyor, evlerine yürüyerek gidiyorlar. Bunlar hep fazladan egzersiz demek. Bir de modern insana bakın. İki adım yol yürümemek için koca arabasını stres dolu trafiğe çıkarıyor. Sonra? Evine yürüyüş bandı alıyor.
İkinci olarak beslenme konusundan bahsetmek istiyorum. Beslenme oldukça önemli. İnsanlar düzgün mutfağa sahip olmadıklarının bilincindeler ama bunu düzeltmek yerine vitamin hapı takviyesi alıyorlar. Bu oldukça yanlış. Çünkü aslında basit bir diyet işimizi görüyor. Hayvansal gıdalardan arındırılmış bir Akdeniz mutfağı uzun yaşamamız için yeterli aslında. Çünkü ne yediğimiz kadar nasıl yediğimiz de önemli.
Yemeklerimiz sofra denen şölende yemek önemli. Sofranın anlamı çoktur. En mükemmel anlamı ise birbirimize bağlanmamızı aramızdaki bağları kuvvetlendirmemizi sağlar. Evet uzun bir hayat için aslında gerekli olan sosyal bağlardır. Sosyal bağlarımız aile bağlarımız çok önemli. Hepimiz insanız ve özellikle insan sosyal bir canlıdır.
Yaşadığımız anın tadını çıkarmalıyız. Çok bilinen bir klişe bu ama kimsede bunu başaramaz. Çünkü beynimiz ya geleceğin kaygılarını veya geçmişin üzüntülerini yaşar. Halbuki geçmiş de gelecek de bize fayda sağlamaz. Gelecekte üzülmemek için şimdiyi iyi yaşamalıyız. O da içinde bulunduğumuz anı düzgün yaşayarak olur. Eğer anı yaşamayı öğrenirsek hayattan daha çok zevk alırız. Bu bizi gerçekten iyi etkiler ve ömrümüze katkı sağlar.
Hangi dine bensup olduğumuzdan bağımsız olarak yaşadığımız için ve hayatın bize sundukları için şükretmek bizlere oldukça fazla yarar sağlıyor. Hepimiz insanız ve öyle yada böyle bir hayatımız var. Hayatta sahip olduklarımızın kıymetini bilmemiz çok önemli. Bunlar bizim hazinemiz. En büyük hazine ise kendimiziz. Sağlığımız yakınlarımız dostlarımız…. hepsi çok özel ve güzel şeyler. hayatın bize verdikleri için evrene ve bilmediğimiz tüm güzellikler için tanrıya şükretmek ve dua etmek bizlere iyi geliyor.
Son olarak sizlere vermek istediğim sır ise hayatınızın amacı ile ilgili. Bir depresyon vakası genelde hastanın amacını kaybetmesiyle başlar. Hasta yaşamdan artık keyif alamaz çünkü hayatın bir amacı olmadığını düşünmektedir. Depresyon ölümcül bir hastalıktır. En hafif zararı insanın hayatını mahvetmesidir. O halde bir insanın en önemli silahı umut yani hayatının amacıdır. Anlamlı bir hayat ve anlamlı bir amaç sizin için ömrünüzün daha uzun olması anlamına gelecektir. Daha uzun ve daha mutlu bir hayata sahip olmak en güzel hazine değil midir?
Son olarak selam sadakadır demişler. Gülümsemek ve selam vermek…
Herkese uzun bir ömür diliyorum.
İyi haftalar.