Türk milleti, Türk halkı, bizler, asırlar öncesine dayanan geçmişimiz, kültürümüz, anane ve geleneklerimiz, medeniyetimiz var. Dünya milletleri ve halkları tarafından örnek alınıp kendi hayatlarına ve uygulamalarına monte edilen, adapte edilen uygulamalarımız var. Benim yazdıklarım bir iddia, tez değil, tarih kitaplarında yer almış, dünyaca söyleyip yazdıkları kabul görmüş önemli şahsiyetlere ait.
..
Asyayı gezip yazan ilk Avrupalının kitabından:
Marco Polo..
1240 lar ...
Tarihte hiçbir toplum, kadını Türkler kadar erkekle eşit saymamış ve hak tanımamıştır!
Ünlü İtalyan gezgini Marco Polo, bir seyahatname klasiği olan ‘İl Millione’ adlı yapıtında, Türk kadınlarının ‘ahlaki temizliğini’ över ve onların “tüm dünyanın en temiz ve ahlaklı” kadınları olduğunu söyler..
Tecavüze uğrayan kadın toplumdan dışlanmaz, ona sahip çıkılır.
Evlilik dışı çocuğu olursa kadın ulu bir kayın ağacıyla evlendirilir (kayınbaba, kaynana, sözcükleri buradan gelir), çocuk bu yolla meşrulaştırılır.
Günümüzde töre cinayeti adı verilen olayların, Türk töresiyle bir ilgisi yoktur.
Basında sıkça kullanılan bu tanım, Türk geleneklerini yıpratma amacını taşımaktadır…
Eski Türklerde, tecavüze uğrayan kadına sahip çıkılırken; namusunu korumayan kadın hoş görülmez.
..
10.Yüzyılın ünlü coğrafyacısı al-Balhi, kitâb al-bad va’l-tarih adlı yapıtında, Türkler’de ‘kadının erkeğe eşit’ olduğunu, toplumsal yaşamın her alanında ‘varlığını sürdürdüğünü’ ve beğendiği erkeğe ‘evlenme teklif edecek kadar’ özgür olduğunu yazar...
..
12.Yüzyıl tarihçilerinden İbn Cübeyr, ‘Türk ülkelerinde kadına gösterilen saygıyı, başka hiçbir yerde’ görmediğini söyler…
..
14.Yüzyılın ünlü Arap gezgini İbn Batuda, ünlü ‘Seyahatname’ sinde, Orta Asya kadınından övgüyle söz ederken onların ‘peçe, çarşaf diye bir şey tanımadığını’, ‘erkeklerle birlikte dolaştıklarını”, gerektiğinde ‘komutan olacak kadar’ iyi savaştıklarını söyler!
..
Anlaşılmaz olan, anlayamadığım, anlamlandıramadığım, manasını kavrayamadığım, Türk milleti, yedi bin yıllık yazılı tarihi olan bu soy, bu millet, hangi dönemlerde ve nasıl bir hezimete uğradı? 2021 yılını yaşarken neden halen kadınlarımıza karşı zulüm devam ediyor, canlarına kıyım, öteleme, örselemeler neden devam etmekte. Ülkemizin laik hukuk devleti olması, yasa ve kanunlara sahip olmasına rağmen, neden cinsiyetçilik yapılmakta, kadınlarımız, eşitimiz olarak neden kabul görmeyip, tüm konuşma, eylem, bilinçlenme faaliyetleri savsaklanmakta.
Hiç ama hiç birimiz öleceğimiz tarihi saati bilmiyoruz, doğru, kabul. Kabul de hiçbir insan evladı da yüzyıllarca yaşamamış. Söylenen, yazılan ne varsa efsane, masalımsı anlatımlar. Hal-i durum böyleyken ve 2021 yılının bilim, teknoloji seviyesine ulaşmışken, neden kadınlarımız endişeli yaşamlarını devam ettiriyor. Uzak durmak, bilmezden, görmezden gelmek, hangimizi, ne zaman huzurlu kılar, mümkün mü?